Tarihler 15 Ocak 2003’ü gösterdiğinde, Türk Televizyon Tarihi’ne, senaryosu, oyuncu kadrosu ve işlediği konuları ile damgasını vuracak olan, “Bu Bir Mafya Dizisidir” sloganıyla Kurtlar Vadisi, Show TV ekranlarında vizyona girdi. İlk bölümleri çarşamba günü yayınlanırken, sonraları “kendi gününde kendi saatinde” sloganıyla perşembe günleri yayınlanmaya başlandı. Kurtlar Vadisi’nin olduğu gün taksiler çalışmaz, sevgililer buluşmaz, askerde nöbetler parayla değiştirilir, sokaklar boşalır ve herkes ekran başına toplanırdı. Dizi 29 Aralık 2005’te de final yaparak sona ermiştir. Dizi sona ereli yıllar geçse de günümüzde hala büyük bir hayran kitlesine sahip.
Kurtlar Vadisi 4 sezon ve 97 bölümden oluşmaktadır. İlk üç sezonu Show Tv de, son sezonu ise Kanal D de yayınlamıştır. Başrolünü Necati Şaşmaz (Polat Alemdar) ve Özgü Namal’ın (Elif Eylül) paylaştığı, yönetmenliğini ise Kurtlar Vadisi den önce, yine bir efsane dizi olan Deli Yürek’inde yönetmenliğini yapan Osman Sınav’dır. Ancak Osman Sınav 55. Bölüme kadar dizinin yönetmenliğini yapmıştır. Osman Sınav’dan sonra yönetmenlik koltuğuna, dizinin finaline kadar Serdar Akar oturmuştur. Osman Sınav diziden ayrılma nedenini ise hiçbir zaman açıklamadı.
Dizinin senaristleri ise yine Deli Yürek’in senaristliğini yapan Raci Şaşmaz ve Bahadır Özdener’dir. Bir de bu ekibe 90’ları çok iyi bilen ve birçok derin devlet, siyaset konulu, her biri birbirinden efsane kitaplara imza atan Gazeteci Soner Yalçın’da Konpest Danışmanı olarak katılması diziye ayrı mükemmellik kattı. Dizi müziklerini de Kurtlar Vadisi ile zirvesini yaşayan Gökhan Kırdar bestelemiştir.
Aslında Kurtlar Vadisi’nin temelleri Deli Yürek zamanında atıldı diyebiliriz. İki dizinin benzerlikleri sadece teknik ekiple kalmamış, bazı oyuncularda Kurtlar Vadisi’nde rol almıştır. Misal Deli Yürek’te Bozo karakterini canlandıran Selçuk Yöntem Vadi’de Aslan Akbey karakterini, Cihan karakterini canlandıran Gürkan Uygun Memati Baş karakterini, Behram Kartal karakterini canlandıran İsmail İncekara İplikçi Nedim karakterini, Deli Yürek dizisinin sinema filmi olan “Deli Yürek Bumerang Cehennemi” nde Cemal karakterini canlandıran Oktay Kaynarca Süleyman Çakır, Şeref Albay karakterini canlandıran Zafer Ergin Mehmet Karahanlı ve Kerim Ağa karakterini canlandıran Nihat Nikerel ise Seyfo Dayı rolünde oynamıştır.
KENDİNE ÖZGÜ SENARYOSU
Türk televizyonlarında ses getiren birçok dizi elbette olmuştur. Örneğini verdiğimiz Deli Yürek gibi. Ancak hiçbiri Kurtlar Vadisi kadar sokakları boşaltacak başka bir dizi gelmemiştir. Dizinin herkesi ekranlara bağlamasının nedeni bir mafya dizisi olması veya vurdulu kırdılı olmasının ötesinde senaryo tekniklerini başarılı bir şekilde uygulamasıdır. Kurtlar Vadisi senaryosu Radyo, Televizyon ve Sinema öğrencilerine ders olarak okutulacak kadar kaliteli ve özgündür. Her bölümü detaylarla doludur, bu detaylara yazının devamında değinilecektir.
Bir devlet görevlisinin mafyaya sızması alıştığımız bir senaryo klişesi gibi görünse de bu durum Kurtlar Vadisi’nde biraz farklıydı. Bir devlet görevlisi olan Ali Candan’ın (bu rolü Raci Şaşmaz oynamıştır) yüzünü ve kimliğini değiştirip mafyaya sızması Türk Televizyonu için bir ilkti. Bu başlı başına mükemmel bir hikâye kurgusuydu ve seyircide hep “acaba deşifre olacak mı” merakı uyandırdı.
Bu senaryo farkını üç başlık altında inceleyebiliriz:
1-Amaç
Başarılı çoğu dizi veya filmin senaryosu hep bir amaç üzerine kurulur. Yani ana karakterin bir amacı vardır ve her ne olursa olsun, bu amaç için düşmanları ile savaşır ve sonunda amacına ulaşır. Kurtlar Vadisi’nin temelinde de bir amaç vardır. Bu amaç, ünlü İş Adamı Mehmet Karahanlı’nın (yani Baron’un) başında bulunduğu uyuşturucudan, silah kaçaklığına, uluslararası ilişkiden birçok alana hâkim kişilerin bulunduğu, mafyayı yöneten, illegal bütün işlerden kazanç sağlayan güçlü bir konseyi deşifre edip çökermek. Polat diziye girene kadar düzgün çalışan konsey artık o diziye girdikten sonra çalışamaz olmuştur. Hatta konsey 1. sezonda Tombalacı Mehmet ve Testere Necmi’yi 2. sezon Hüsrev Ağa gibi önemli üç önemli adamını kaybetmiştir.
2- Giriş Gelişme Sonuç
Bu amaç doğrultusunda diplomat kimliği altında birçok Avrupa ülkesinde görev yapan istihbaratçı Ali Candan’ın operasyon gereği yüzünü değiştirip Polat Alemdar kimliğiyle, eski kabadayılardan Duran Emmi’nin yeğeni olarak diziye girmesi; Giriş.
Duran Emmi vasıtasıyla mafya babası Süleyman Çakır ile tanışması. Çakır’ın ölümü, Aslan Akbey’in Pala ve ekibi tarafından öldürülmesi, Karahanlı’nın Tapınakçılar tarafından infaz edilmesi, yaşanan olaylar, Polat’ın karşılaştığı gerçekler, mafya babalığından baronluğa yükselmesi; Gelişme.
Konseyi deşifre edip çökertmesi ve teslim olup, dizinin finalinde de mahkemede yargılanıp beraat etmesi ise; Sonuç bölümüdür.
Dizinin giriş gelişme ve sonuç şeklinde kurgulanması vurucu bir etki etki yaptı ve çok sevildi.
3- Gerçek Olaylardan ve Kişilerden Esinlenme
Kurtlar Vadisi’nin senaryosunun en vurucu diğer bir özelliği, bir Amerikan film tekniği de olan gerçek kişilerden ve olaylardan esinlenmesidir. Ancak gerçek olaylar ile kişiler ile dizideki olaylar ve kişiler aynı değildir. Gerçekteki olaylar ve kişiler biraz değiştirilip dizinin hikayesine uyarlanmıştır. Sadece küçük detaylar dizide ki gerçekliği artırmıştır.
Üç Sansasyonel Cinayet
Bilinler bilir Kurtlar Vadisi işlenen üç sansasyonel cinayet ile başlar. Ancak burada önemli olan bu cinayetlerin işleniş şekilleri ve öldürülenlerin isimlerinin gerçek hayattan esinlenmiş olmasıdır.
Behiç Türkcan
Kurtlar Vadisi dizisinde Hüseyin Özay tarafından canlandırılmış karakterdir. (1. Bölüm) Uyuşturucu kaçakçısıydı. Hüsrev Ağa’nın rakibi olduğu için konseyin emriyle, polis kılığındaki Süleyman Çakır ve adamları tarafından kaçırılıp, öldürüldü. Üç sansasyonel cinayetin birincisidir. İsim benzerliği, faaliyet gösterdiği alan ve ölüm benzerliğinden dolayı, 14 Ocak 1994 tarihinde polis kılığındaki kişiler tarafından şoförüyle beraber kaçırılıp öldürülen Behçet Cantürk’ü temsil ettiği öne sürülmektedir.
Önder Zülfü Koşar
Bir zamanların kumarhane kralıydı. Tombalacı Mehmet’in rakibi olduğu için konseyin emriyle, metresi ile araç ile seyir halindeyken Süleyman Çakır ve adamları tarafından arabası taranarak öldürüldü. (1. Bölüm) Üç sansasyonel cinayetin ikincisidir. İsim ve lakap benzerliği, faaliyet gösterdiği alan ve ölümünün benzerliğinden dolayı, 28 Temmuz 1996’da otomobili ile evine giderken, İstanbul Yeniköy’de kalaşnikovlarla yapılan bir saldırı sonucu öldürülen Kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal’ı temsil ettiği öne sürülmektedir.
Barış Bulmaz
Dizide Doğan Tank tarafından canlandırılmış karakterdir. (1. Bölüm) Silah kaçakçısıydı. Dizide Laz Ziya’nın rakibi olduğu için konseyin emriyle Süleyman Çakır tarafından arabası havaya uçurularak koruması ve şoförüyle beraber öldürüldü. Üç sansasyonel cinayetin üçüncüsüdür. İsim benzerliği ve faaliyet gösterdiği alandan dolayı, 4 Haziran 1994’te iki arkadaşıyla beraber kaçırılan ve sonrasında öldürülen Savaş Buldan’ı temsil ettiği öne sürülmektedir. Buldan diğer cinayetlerde olduğu gibi yine polis kimlikli ve polis yelekli kişiler tarafından kaçırılmıştı. Ayrıyeten Savaş Buldan, HDP eş başkanı Pervin Buldan’ın hem kuzeni hem de kocasıdır.
İbrahim Telemen Olayı ve Şevko’nun Ölümü
İbrahim Telemen, silah ve uyuşturucu kaçakçısı Abuzer Uğurlu’ya bağlı çalışan silah kaçakçısı iken yaşadıklarından pişman olup gazeteci Uğur Mumcu’ya telefon ederek kendisini İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş ile görüştürmesini, yolladığı mektupta bir kısmını açıkladığı kaçakçıların hepsini açıklayacağını söyler. “Benden kuşkulanmayın, her şeyi anlatacağım” diyen Telemen ile Mumcu İstanbul’da bir kitabevinde buluşmayı kararlaştırdılar. Bu telefon görüşmesinden sonra Uğur Mumcu ile Hasan Fehmi Güneş bir araya gelerek plan yaparlar. Ancak İbrahim Telemen buluşma yerine gelmez. 20 gün sonra Telemen’in kaldığı Opera Oteli’nin 7. Katından atlayarak intihar ettiği haberi gündeme düşer.
İbrahim Telemen olayı diziye esin kaynağı olmuştur. Tombalacı Mehmet’in hiyerarşisinde yer alan Şevko (Tam adı Şevki Gökdeniz) Kuzey Irak’a uçaksavar sevkiyatı yapan sehemi organize ediyordu, ancak Aslan Akbey’in yaptığı bir operasyon sonucu sevkiyat engellenmiştir. Sevkiyatın engellenmesi sonucu köşeye sıkışan Şevko son kozunu oynayarak, Uğur Işıkçı adında bir gazeteciye mektup göndererek hem aklanmak hem de silah sevkiyatı ile ilgili itiraflarda bulunmak için bir hastanenin odasında buluşmayı kararlaştırırlar. Ancak gazeteci ile buluşacakları sırada Şevko hastanenin 5. katından düşerek ölür.
İkinci Susurluk Kazası
31. Bölümde, içerisinde biri gazeteci, biri eski polis ve bir de kimliğini bilmediğimiz ve yüzü gösterilmeyen önemli kişilerin olduğu arabaya bir kamyonun çarpması sonucu, arabadakilerin hayatlarını kaybetmesi, 3 Kasım 1996’da Susurluk’ta yaşanan Abdullah Çatlı ve Hüseyin Kocadağ’ın hayatını kaybettiği Sedat Bucak’ın yaralı olarak kurtulduğu Susurluk kazasını akıllara getirdi.
Nasibim-1 ve Şanslı-s
15 Aralık 1992’de Emniyet Genel Müdürlüğü içinde tonlarca uyuşturucu olduğundan şüphelenilen Kısmetim-1 adlı gemiye operasyon düzenlendi. Ancak operasyon tamamlanmadan gemi mürettebat tarafından batırılmıştı. İddialara göre Kısmetim-1 de uyuşturucu yoktu, geminin batırılmasının nedeni ise dikkatleri bu gemiye çekmekti. Ama asıl uyuşturucu 7 Ocak 1993 tarihinde Lucky-s adlı gemiye yapılan operasyon sonucu bulundu. Bu uyuşturucu işini yapan ve bu planları planlayanların ise Şeyhmus Das ve Hüseyin Baybaşin’nin de bulunduğu bir konsorsiyuma ait olduğu öne sürüldü.
Vadi ’de de bu olaya atıfta bulunulmuş, uyuşturucu olduğu düşünülen Nasibim-1 adlı gemiye operasyon yapılacağı sıra gemi mürettebat tarafından batırılmıştı. Ancak uyuşturucu Nasibim-1 de değil Şanlı-s adlı gemide çıkmıştı. Dizi de ise sevkiyat işini, Testere Necmi’nin başını çektiği bir sehem tarafından organize edilmişti. Yani gerçekte: Kısmetim-1 ve Lucky-s Kurtlar Vadisi’nde: Nasibim-1 ve Şanslı-s.
Sabahattin Savaşman Olayı
Savaşman MİT İstihbarat Dairesi eski Başkan Yardımcısıdır. 1977 yılında MİT’in üçüncü adamı iken CİA istasyon şefi William Philips ile buluşmuş Türkiye’nin gizili belgelerini CİA’e satarken Hiram Abas’ın liderliğindeki ekip tarafından suçüstü yakalanmıştır. Yakalandıktan sonra Hiram Abas ve Mehmet Eymür tarafından sorgulandı ve mahkeme tarafından 17 hapse mahkûm edildi. İddiaya göre CİA tarafından maaşa bağlanmış hem de oğlunu ABD’de okumak için bunu yaptığını söylemiştir.
Dizide de Ankara’dan gelen ve teşkilatın üçüncü adamı olan Ufuk Bey Aslan Akbey ile görüşmüş kendisinden Irak’ta ki Şii oluşumlar ile ilgili rapor hazırlamasını istemiştir. Aslan Bey raporu hazırlar ve Ufuk Bey’e sunar. Ancak Ufuk Bey raporu Amerikalı bir yetkiliye para karşılığında satarken Aslan Akbey tarafından suçüstü yakalanmıştır. Bizzat Aslan Akbey tarafından sorgulanmıştır.
Bu durum çok fazla çekiciyken, bir de dizi yaşanacak olayların benzerlerini önceden bilmesiyle markalaştı. Hatta Mili İstihbarat Teşkilatı’na bile açıklama yaptırdı ve “Senaryo yazarları, ürünlerini pazarlayabilmek için eserlerine doğal olarak gerçeğin ötesinde heyecan ve cazibe katma ihtiyacı hisseder. Yarattıkları karakterlere odaklanan film yapımcılarının gerçekle kurgu arasındaki aralığı genişletmeleri yanlış anlamaları da beraberinde getirebilmektedir. Bu tür yapımların, ticarî kaygıları da içerdiği izleyici tarafından göz ardı edilmemelidir.” Dedirtirdi.
Devamı gelecek…