Keldani kavmi senede bir gün panayırda toplanır ve bayram yaparlardı. Halk bayram dönüşü, şehirde putların bulunduğu büyük bir tapınağa gider ve buraya gelerek putlara hediyeler sunar ve onlara dileklerini yerine getirmeleri için dua ederdi. Yine bir bayram günü Hazreti İbrahim (as)’ın üvey babası Azer Hazreti İbrahim (as)’dan bayram yerine gelmesini istedi. Hazreti İbrahim babası ile bayram yerine giderken, yolda hastalığını bahane ederek şehre geri döndü.
Hazreti İbrahim (as) şehre giderek halkının panayırda herkesin eğlenceye daldığı bir vakitte gizlice büyük tapınağa girdi. Tapınakta önlerine yemekler konmuş birçok put vardı. Önlerine yemeklerin dizildiği putları gören Hazreti İbrahim (as) onlarla alay ederek “Neden yemiyorsunuz? Niçin konuşmuyorsunuz?” diye bağırdı. Hazreti İbrahim elindeki baltayla büyük heykelin dışındaki bütün putları bir bir kırdı. Sonunda baltayı büyük putun boynuna asarak kimseye görünmeden tapınaktan ayrıldı.
Keldani halkı eğlence bittikten sonra tapınağa gelince gördükleri manzara karşısında dehşete düştü. Bunun kimin yaptığını düşünmeye başladılar. Hazreti İbrahim (as)’ın putlara inanmadığı biliyorlardı ve ondan kuşkulandılar. Hemen onu tapınağa çağırdılar ve ona “Putlarımızı sen mi kırdın?” diye sordular. İbrahim, “Şu boynunda balta asılı olan yapmış olmasın? Ona soralım, o belki kimin yaptığını görmüştür.” Dedi. Oradakiler bu cevap karşısında şaşırarak bir puta bir de İbrahim Peygambere baktılar. İçlerinden birisi “İbrahim bizimle alay etme. Sende bilirsin ki bunlar cansızdır. Ne görür ne de konuşur. O nereden bilsin?” Bunu üzerine Hazreti İbrahim (as), “İyi güzel de görmeyen konuşmayan, kendilerini bile korumaktan aciz bu putlara ne diye taparsınız? Âlemlerin rabbi olan Yüce Allaha iman edin” dedi.
Hazreti İbrahim (as)’ın Ateşe Atılması
Hazreti İbrahim (as)’ın bu sözleri orada bulunanları derinden etkiledi. Bu olay halk arasında kulaktan kulağa yayılmaya başladı. Bazıları iman ederek putlara tapmaktan vazgeçtiler. Nemrut, bu olayları öğrendiğinde çok hiddetlendi. Hazreti İbrahim (as)’ı öldürmeden ondan kurtulamayacağını anlamıştı. İnananlara gözdağı vermek için onu ateşe atmaya karar verdi. Toplanan odunlar şehrin meydanına dağ gibi yığıldı. Hazreti İbrahim (as), Rabbinin kendisini koruyacağını biliyordu. Nemrut, belki korkar da inancından vazgeçer diye Hazreti İbrahim (as)’a baktı. Ancak o, en küçük bir endişe ve korku taşımadan dimdik duruyordu. Halk ateşin etrafında toplamıştı. Ardından Hazreti İbrahim (as)’ı meydanda alev alev yanan ortasına attılar. Herkes nefesini tutmuş olanları izliyordu. Ateş bir anda gül bahçesine dönüverdi. İnananların gözünde mutlu bir ışıltı belirirken Nemrut ve inkârcılar şaşkınlıktan neredeyse küçük dillerini yutacaklardı.
Allah ateşe İbrahim’i yakmamasını emretmişti. Her şeyi yakan ateş, İbrahim’e serin bir gül bahçesi olmuştu. Kavminin (İbrâhim hakkındaki) cevabı, “Onu öldürün ya da yakın!” demekten ibaret oldu. Ama Allah onu ateşten kurtardı. İşte bunda inanan bir topluluk için ibretler vardır. (Ankebut, 29/24). Biz de, “Ey ateş” dedik, “İbrâhim’e serin ve zararsız ol!” (Enbiya, 21/69). Hazreti İbrahim (as) bu mucize karşısında Rabbine yürekten teşekkür etti. Bu mucizeden sonra inkârcılar bir daha ona kötülük yapmaya cesaret edemediler. Kitâb-ı Mukaddes’te olduğu gibi İslâmî kaynaklara göre de Hz. İbrâhim (as) eşi Sâre, yeğeni Lût ve diğer adamlarıyla birlikte Nemrûd’un ülkesini terk ederek önce Harran’da, ardından Ürdün’de bir süre kalmış, oradan Mısır’a gitmiş, daha sonra Filistin diyarına dönmüştür. Son olarak Hazreti İbrahim (as)’ın vefat ettiğinde 200 veya 175 yaşında olduğu rivayet edilmektedir.
Hazreti İbrahim (as)’ın Putları Kırma Olayı Kur’an Nasıl Geçiyor?
Hazreti İbrahim (as)’ın putları kırma olayı Kur’an’ı Kerim’in “Enbiya” suresinin 51. ve 70 ayetlerin arasında geçmektedir. “Enbiya” peygamberler demektir. Enbiya suresi Mekke döneminde inmiştir ve 112 ayetten oluşmaktadır. Sure, temel konu olarak peygamberlerden, onların tevhit davası uğrunda verdikleri mücadelelerden bahsettiği için bu adı almıştır. Onun için Hazreti İbrahim (as)’ın putları kırma olayının bu surede geçmesi tesadüf değildir.
Enbiya Suresi – 51. Ayet: Biz daha önce İbrâhim’e doğru düşünme yeteneği vermiştik. Biz onu biliyorduk.
52. Ayet: O, babasına ve kavmine, “Şu kendilerine tapmakta olduğunuz heykeller de ne oluyor?” diye sormuştu.
53. Ayet: Onlar da “Atalarımızı bunlara tapar bulduk” diye cevap vermişlerdi
54. Ayet: İbrâhim, “Doğrusu siz de atalarınız da açık bir sapkınlık içindesiniz” dedi.
55. Ayet: Onlar da, “Bize gerçeği mi getirdin, yoksa bizimle oyun mu oynuyorsun?” diye sordular.
56. Ayet: İbrâhim şöyle cevap verdi: “Hayır, sizin rabbiniz, göklerin ve yerin rabbidir; onları O yaratmıştır, ben de bunu ikrar edenlerdenim.”
57. Ayet: Sonra (içinden şöyle geçirdi): “Allah’a yemin ederim ki siz ayrılıp gittikten sonra putlarınıza bir oyun oynayacağım!”
58. Ayet: (Onlar gidince) İbrâhim putları paramparça etti, belki ona başvururlar diye büyük putu bıraktı.
59. Ayet: (Dönüp durumu gören) putperestler, “Bunu tanrılarımıza kim yaptı? Muhakkak o, zalimlerden biridir” dediler.
60. – 61: Ayet: Bazıları, “İbrâhim denen bir gencin bunları diline doladığını işitmiştik” deyince, “O halde, onu hemen insanların önüne getirin, belki birileri şahitlik eder” dediler.
62. Ayet: “Bunu ilâhlarımıza sen mi yaptın, ey İbrâhim?” diye sordular.
63. Ayet: İbrâhim, “Hayır” dedi, “Bu işi şu büyükleri yapmıştır. Konuşabiliyorlarsa onlara sorun!”
64. Ayet: Sonra kendi kendilerine dönüp, “Asıl haktan ayrılanlar sizlersiniz!” dediler.
65. Ayet: Sonra yine başlarını öne eğerek “Bunların konuşamayacağını pekâlâ biliyorsun” dediler.
66. – 67. Ayet: İbrâhim, “öyleyse Allah’ı bırakıp da size ne fayda ne de zarar veremeyen şeylere mi tapıyorsunuz? Size de Allah’ı bırakıp taptığınız bu şeylere de yuf olsun! Siz aklınızı kullanmaz mısınız?” dedi.
68. Ayet: Putperestler, “Eğer bir şey yapacaksanız, yakın onu ve böylece tanrılarınıza yardım edin!” dediler.
69. Ayet: Biz de, “Ey ateş” dedik, “İbrâhim’e serin ve zararsız ol!”
70. Ayet: Ona bir tuzak kurmak istediler; fakat biz onları daha çok zarar eden taraf yaptık. 71. Ayet: Onu da Lût’u da kurtarıp herkes için bereketli kıldığımız yere ulaştırdık.
Nûh, İbrahim, İsmail, İshak, Mûsâ, Hârun, İlyas, Lût ve Yûnus Peygamberlerin kıssalarına yer verilen “Saffat Suresi’nin” 85. ve 100. ayetlerin arasında da put kırma olayı geçmektedir.
Saffat – 85. Ayet: Babasına ve halkına, “Siz neye tapıyorsunuz?” demişti;
86. Ayet: “Allah’tan başka birtakım düzmece tanrılar mı edinmek istiyorsunuz?
87. Ayet: Peki, âlemlerin rabbiyle ilgili düşünceniz nedir?”
88. Ayet: Sonra yıldızlara şöyle bir baktı;
89. Ayet: “Ben rahatsızım” dedi.
90. Ayet: Bunun üzerine diğerleri onu arkalarında bırakıp gittiler.
91. Ayet: İbrâhim gizlice tanrılarının yanına vardı; “Niçin bir şeyler yemiyorsunuz?” dedi;
92. Ayet: “Neyiniz var, niçin konuşmuyorsunuz?”
93. Ayet: Sonra onlara güçlü darbeler indirmeye başladı.
94. Ayet: Diğerleri öfke içinde koşarak İbrâhim’in yanına geldiler.
95. Ayet: Dedi ki: “Kendi ellerinizle yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?
96. Ayet: Oysa sizi de yaptıklarınızı da Allah yarattı.”
97. Ayet: Ötekiler, “Onun için bir yapı kurun ve (orada hazırlayacağınız) kuvvetli ateşe atın onu!” dediler.
98. Ayet: Böylece onu engellemek için bir plan kurdular; ama biz onları alta düşürdük.
99. Ayet: İbrâhim, “Ben rabbime gidiyorum” dedi, “O bana yol gösterecektir.”
100. Ayet: “Rabbim! Bana iyilerden olacak bir evlât ver!”
En son yazımız “Taht Savaşları: Mete Han ve Yavuz Sultan Selim” için tıklayınız
Kaynak
https://islamansiklopedisi.org.tr/ibrahim–peygamber
https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/sure/21-enbiya-suresi
https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/S%C3%A2ff%C3%A2t-suresi/3873/85-93-ayet-tefsiri