Hocalı Katliamına giden süreç Sovyet Rusya’nın dağılması ile başladı. Ermenistan, normalde Uluslararası hukuka göre Azerbaycan’a ait olan Karabağ bölgesinde hak iddia ediyordu. İki ülke arasında bu durum Azerbaycan ve Ermenistan arasında çatışmayı kaçınılmaz hale getirdi. 1991 yılında Ruslarında desteğini alan Ermeniler Dağlık Karabağ’ı işgal etti. Hocalı bulunduğu konum itibari ile Karabağ’ın en önemli noktalarından biriydi. Hocalı yaklaşık 7 bin nüfusa sahip bir kasabıydı. Ayrıca bölgenin tek havaalanının burada bulunması stratejik olarak önemini arttıran bir başka unsurdu. 1991 yılının son günlerine kadar Ermeni kuvvetler Hocalı giden yolları ve civar köyleri de ele geçirdiler. Öyle ki Hocalı ya erzak yardımı bile zor bela yapılabiliyordu.
Tarihler 25 Şubat 1992 gösterdiğinde, aylardır saldırılarını arttıran Ermeniler, gece vakti Rus ordusunun Hankendi’de bulunan 366. Motor alayının desteğini de alarak Hocalı ya üç koldan saldırdı. Rusların teknik olanaklarını kullanan Ermeniler kasabayı tank ve top atışına tuttu. Saldırıda Rus askerleri de bizzat yer almıştır. Sadece saldırı ile yetinmeyen Ermeniler sivil halka karşı da katliamlara girişti. Hocalı da yapılan hunharca saldırı, 26 Şubat’ın ilk ışıklarıyla insanlık tarihine kanlı bir leke olarak yerini aldı. Katliam sonrası açıklanan resmi kayıtlara göre 613 Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin 63’ü çocuk, 106’sı kadın, 70’i yaşlıydı. 487 kişi katliamdan ağır yaralı olarak kurtuldu. Ermeniler 1275 kişiyi de esir aldı. 26’sı çocuk, 68’i kadın toplam 150 esirden hiç haber alınamadı. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde, birçoğunun gözlerinin oyulduğu, yakıldığı ve başlarının kesildiği görülmüştür.
Katliam sonrası dönemin Azerbaycan Cumhurbaşkanı Ayav Muttalibov istifa etti. Azerbaycan parlamentosu Hocalı da yaşananları “Soykırım” olarak ilan etti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 22 Nisan 2010 tarihinde aldığı karar ile Hocalı da yaşananları savaş suçları ve insanlık aleyhine işlenen suçlarla eşdeğer kabul ettiğini açıkladı.
Hocalı Katliamının Tanıkları
Ermeniler tarafından gerçekleştirilen katliamda birçok aile yok oldu. Katliamdan sağ kurtulanlar yaşadıkları işkence ve zorlukları aynı şekilde hatırlıyorlar, aynı acıyı Hocalı katliamının her yıl döneminde tekrar yaşıyorlar. Hocalı katliamının tanıklarından olan Kadim Abbasov Hocalı dan kaçarken kızın Ermeni kurşunları sonucu kaybetmiş, kardeşi ve yeğeniyle birlikte 48 gün esir hayatı yaşamış. Abbasov, nasıl esir düştüğünü şöyle anlattı:
“Eşimi önden gönderdim. Ben ise arkada kalarak yaşlı ve yürüyemeyen insanlara yardım etmeye çalıştım. Bir müddet gittikten sonra atılan havan topu ile bacaklarımdan ve karnımdan yaralandım. Yaralı halde yürümeye çalıştım. Aniden önümüzü kesen Ermeniler tarafından kurşun yağmuruna tutulduk. İlk atışta yanımızdaki 3 kişi hayatını kaybetti. Böylelikle esir düştük. Kardeşim ve yeğenim de benimle birlikte esir düştü. Biz av tüfeği ile savaşıyorduk. Makineli tüfeğe karşı av tüfeğiyle ne yapılabilir ki?”
Hocalı katliamının diğer bir tanığı olan Valeh Hüseynov’da Hocalı dan kaçarken Ermeniler tarafından pusuya düşürülmüş, 5 ay önce evlendiği eşi dahil birçok kişi gözünün önünde katledilmiş ve Ermenilere esir düşmüş. Yakalandığı ilk gün Ermeniler tarafından işkenceye uğrayan Hüseynov, Ermenilerin kendisinin gitar çaldığını öğrenince parmaklarını kırdığını ve tırnaklarının çekildiğin söyledi. 27 gün esir kalan Hüseynov 3 Ermeni askeri karşılığı esirlikten kurtulduğunu ifade etti.
Hocalı dan kaçarken Ermeniler tarafından yakalanan Dürdane Ağayeva’da o kanlı katliamı genç yaşta iken yaşayan bir diğer tanık. Ailesi ile kaçarken Ermeni kurşunları sonucu bacağından yaralanan Ağayeva, yakalandıktan sonra Eskeran şehrine götürüldüğünü ve orada hücreye kapatıldığını belirtti. Ermeni askerlerinin 8 gün boyunca kendisine işkence ettiğini, en sonunda öldüğünü zannedip çöpe atıldığını ve Ermenilerin savaşçı değil terörist olduğunu vurguladı.
Fethullah Gülen ve Ermeni Soykırımı İddiası yazısı için tıklayınız