Siyasetname kelimesi Arapça “Siyâset” yani insan topluluklarını yönetme ve devlet işlerini yürütme sanatı ile Farsça “name” yani yazı ve mektup anlamlarının birleşmesinden meydana gelmektedir.
Kapsamlı büyük siyasetname diyebileceğimiz eserler Büyük Selçuklular zamanından başlayarak Osmanlı İmparatorluğu sürecin de de 15. 16. Y.Y lar da dahil olmak üzere dönemi aydınlatmak ve fikirlerini yaymak, anlatmak açısından farklı pencereler sunan önemli eserlerdir. Her ne kadar fikirler farklı kültürden ve milletten insanlar tarafından yazılırsa yazılsın bizlere önemli bakış açıları kazandırır. Günümüzde bu siyasetnameleri birçok insan bilmemektedir. Nizamülmülk gibi ya da Machiavelli gibi önemli eserler yazmış bu bilgili insanların eserlerini okumamak bizlere büyük kayıplar vermektedir.
Siyaset bölümü öğrencilerinin dahi içinde bulunduğu ekser bir çoğunluk bunları bilmemektedir. Nasıl olurda ülke yönetmek ya da bunun bilgisini kendinde barındırmak gibi önemli bir hususu görmezden gelebilirler, bunlar insanlara öğretilmesi gereken hususlardır örneğin Prens hükümdar eserinde Machiavelli Osmanlının nasıl bu kadar süre ayakta kaldığı sorusunun cevabının yine kendi kültür ve adetlerinde saklı olduğunu söylemiştir. Bu eser dönemi olarak birçok tarihçinin bile ön göremediği hususları tespit etmiştir lâkin Machiavellinin eseri çok geç tercüme edilmiştir ve bu büyük zaman kaybına sebep olmuştur. Bu zaman kaybının belki de en önemli sebebi olarak Namık kemalin Mustafa asım efendiye yazdığı mektuptur. Namık Kemal Machiavelliyi âlem-i insaniyettin başına bela olmuş bir şahsiyet olarak nitelendiriyordu. Asım bey 1888’de kitabı tercüme etmek için başladığı bu eserinden Namık kemalin Machiavelli hakkındaki olumsuz düşünceleri nedeniyle vazgeçmiştir.
Bu gibi farklı düşüncelerden yazılan eserlerin görüşleri sebebiyle durdurulması ya da yapılmaması ancak bize zarar verecektir ayrıca tarih eskiyi bilmek değildir. Tarih eski fikirlerle modern fikirlerin sentezini yapıp dönemin şartlarına göre çözümler sunmaktır. Bu paha biçilmez bilgileri öğrenmek sadece yöneticilerin veya devlet yönetenlerin bilmesi gereken hususlar değildir ayrıca halkında fikir sahibi olması gereken önemli bilgi birikimlerini barındırır. Zamanını aşan ilim ve bilgi birikimine sahip Alparslan’dan başka ardından gelen oğlu Melikşah’ında hem eğitim hem vezirliğinde bulunan bu vazifeyi 27 yıl boyunca yapmış olan Nizamülmülk gibi Selçuklunun beyni sayılabilecek kişilerin bu bilgi birikimlerin gelecek nesillere aktarılması ancak insanların bilinçlenmesi ile mümkün olabileceği unutulmamalı ve hiç hatırdan çıkarılmamalıdır.
Osmanlı’da Ramazan Ayı yazısı için tıklayınız
Yunus Emre BÜK – Selçuk Üniversitesi – Tarih Bölümü