neden-15-temmuz-tarihte-15-temmuz

Neden 15 Temmuz? Tarihte 15 Temmuz

15 Temmuz 1099 – Haçlıların Kudüs’ü İşgali

Haçlı seferleri fikri ilk olarak İspanya ve Portekiz’deki Endülüslü Müslümanların “Reconquista (Yeniden Fetih)” olarak adlandırılan ve Avrupa’dan atılmasıyla başlamıştır. Haçlı ordusunun kurulmasını tetikleyen diğer önemli olay ise 1071 Malazgirt Zaferidir. 1071 Malazgirt zaferi sonrası Türklerin Anadolu’ya akınlar düzenlemesi sonucu güçlü bir hakimiyet kurması Hristiyan dünyasını tedirgin etmişti.

Bizans imparatoru I. Aleksios, Türklere karşı sefer düzenlemesi için Papa’dan yardım talebinde bulundu. İmparatorun talebini kabul eden Papa II. Urban (Urbanus) ve Papaz Piyer Lermit (Pierre L’Ermit) Fransa’nın Clermont (Klermon) kentinde topladığı kilise konsilinde yaptığı konuşmada bütün Hristiyanları, başta Kudüs olmak üzere doğu topraklarını ele geçirmek hem de Müslümanlara karşı yapılacak olan kutsal savaşa davet etti. Bu davet üzerine kurulan ve genel olarak savaş tecrübesi olmayan köylülerden ve soylu şövalyelerden oluşan ordu İstanbul’da toplandı. Haçlı ordusunun komutanları Bizans imparatoru I. Aleksios’a bağlılık yemini ettiler. Anadolu’ya hareket eden haçlılar önce Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkenti İznik’i aldılar (1096). Yollarına devam eden haçlılar 1097 yılında Eskişehir yakınlarında I. Kılıç Arslan’ın ordusu ile karşılaştılar. Ağır silahlarla donanımlı haçlı ordusuna karşı ağır mağlubiyet alan I. Kılıç Arslan geri çekilmek zorunda kaldı.

Görsel 1: Kudüs’ün düşüşü

Bin bir zorlukla Torosları da aşan haçlı ordusu Antakya (Hatay) önlerine geldiler. Uzun bir kuşatma sonucu Antakya’yı da almayı başaran haçlı ordusu bir süre burada kaldılar (1098). 1099 yılının ocak ayından itibaren Antakya’dan ayrılmaya başlayan haçlı ordusu, Lübnan ve Filistin’i geçtikten sonra 5 Temmuz 1099 yılında Fatimi devleti sınırları içerisinde bulunan Kudüs şehrine vardılar. Kudüs şehrinin savunmasını ise Fatimili komutan İftikar El-Devle emrindeki ordu yapmaktaydı. Haçlılar 5 Temmuz tarihinden itibaren yaptıkları saldırılarda başarısız olmuşlardı. Fakat kıyıya demirlemiş Cenevizlilerden temin ettikleri tahtalar ile yaptıkları kuleleri 14 Temmuz gecesi surlara gerdiler. Ertesi gün 15 Temmuz günü haçlılar Kuzeydoğu yönünden girmeyi başardılar.

Haçlı komutanı Raymond Saint Gillies şehir komutanı İftikar El-Devle’ye haberci göndererek teslim olması halinde kendisi ve ordusunun Kudüs’ten ayrılma teklifinde bulundu. İftikar El-Devle bu teklifi kabul ederek şehirden ayrıldı. Bunun sonucunda Kudüs tamamen haçlıların eline geçti. İftikar El-Devle ve ordusunun serbest bırakılmasına rağmen Haçlılar şehirdeki Müslüman ve Yahudilere karşı büyük katliam ve soykırımda bulundu. 15 Temmuz 1099 öğlenden sonra başlayan katliamlarda haçlılar kadın çocuk demeden bütün halkı kılıçtan geçirmişler, şehrin sokakları kan ve cesetle dolmuştur. Haçlılar kısa sürede Müslüman ve Yahudilerden 70 bin kişi öldürdüler.

Görsel 2:
Üstte: Kiliselerin tahrip edilmesi. Ortada: Yahudilerin başlarının kesilmesi. Altta: Şövalyelerin Hıristiyan bölgelerini yağmalaması

Birçok haçlı, Müslüman ve Yahudi kaynak öldürülenlerin kanlarının katliamı işleyen askerlerin ayak bileklerine kadar yükseldiğini, bazılarının canlı canlı ateşe atıldığını, şehrin sokaklarının insan kafaları, elleri ile dolduğunu, askerlerin yürümekte zorluk çektiklerini yazmaktadır.

15 Temmuz 1968 – Amerikan 6. Filosunun İstanbul’a Gelişi

Amerika 6. Filosuna ait ve Akdeniz’de görevli olan 1 uçak gemisi ve 5 destroyer 8 günlük bir ziyaret için 15 Temmuz 1968 sabahı Dolmabahçe açıklarına demir attı. 1946 yılında Büyükelçi M. Münir Ertegün ‘ün cenazesini getirme bahanesiyle İstanbul’a gelen Missouri zırhlısının gelişinde olduğu gibi 6. Filo’da gelmeden önce Amerikan askerini en iyi şekilde ağırlamak için İstanbul’da hummalı bir hazırlık başladı. Genelevlere boya badana yapılmış, polis bazı caddeleri tutmuş, giriş ve çıkışları denetlemeye başlamıştı.

Amerikan 6. Filosu İstanbul’da

İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencileri başta olmak üzere 6. Filonun gelişi tepki ile karşılandı. Öğrenciler dağıttıkları bildirilerle, düzenledikleri sokak gösterileri ve organize ettikleri protestolarla tepkilerini gösterdiler. Caddelere yazılama yapıldı. “6. Filo Defol” protestoların en bilindik sloganıydı. 15 Temmuz akşamı Beyoğlu’na eğlenmeye giden askerlerin üzerine öğrenciler tarafından mürekkep ve maytap atıldı. Askerlerin kaldıkları otel taşlanarak protesto edildi. Askerlerin şikayetleri üzerine polis 16 öğrenciyi gözaltına aldı.

Amerikan askerleri geldikleri andan itibaren gerilim düşmemiş daha da artmıştı. Sakin başlayan 16 Temmuz günü Dolmabahçe’de protestolar düzenlendi. Ara ara polis ile öğrenciler arasında çatışmalar gerçekleşti. Gerçekleşen eylemler sonucunda polis 17 Temmuz sabahı Gümüşsuyu’nda bulunan İTÜ öğrenci yurdunu bastı. Yurdu basan polis öğrencileri coplarla feci şekilde dövdü. Baskın sonucu 3 ağır olmak üzere 53 öğrenci ve 4 polis yaralandı. Coplarla öğrencilere saldıran polisler, eylemlerde ön sıralarda yer alan 25 yaşındaki Hukuk Fakültesi öğrencisi Vedat Demircioğlu’nu ikinci kattan aşağı attı. Ağır yaralanan Demircioğlu 7 gün kaldığı komadan sonra 24 Temmuz’da hayatını kaybetti. Bu olay üzerine İstanbul Teknik Üniversitesi Öğrenci Birliği Başkanı Harun Karadeniz ve Çetin Uygur, dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a bir mektup gönderdi.

Harun Karadeniz ve Çetin Uygur’un Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a yazdığı mektup

Bunun üzerine, polis tarafından darp edilen İTÜ öğrencileri pijamalı halleriyle yurdun bulunduğu Gümüşsuyu’ndan Taksim’e doğru yürüyüş gerçekleştirdiler. Dönüşte Dolmabahçe’ye koşan gençler bütün engellemelere rağmen rıhtımda bekleyen Amerikan askerlerine saldırdılar. Öğrenciler tarafından dövülen ve yüzleri boyanan Amerikan askerleri denize atıldı. Bir süre daha devam eden eylemler 6. Filo’nun gitmesiyle son buldu.

15 Temmuz 1974 – Kıbrıs’ta Yunan darbesi

21 Nisan 1967 günü bir askeri cunta Yunanistan’da yönetime el koydu. Saat 6:30’da okunan darbe bildirisinde “siyasi istikrarsızlık ve asayişi korumak adına ordunun yönetime el koyduğu” ifade edildi. Anayasalar haklar askıya alındı. Bundan sonraki süreçte, demokrasinin beşiği olan Yunanistan’da yaklaşık 7 yıl sürecek olan askeri cunta dönemi başladı.

“Albaylar Cuntası” olarak Yunanistan tarihine geçen darbe, Albay Yorgios Papadopulos, Tuğgeneral Stilyanos Pattakos ve Tuğgeneral Nikolaos Makarezos tarafından gerçekleştirildi. Antikomünist olarak gerçekleşen darbe sonucu ülkede geniş çaplı tutuklamalar başladı. Özellikle aşırı sol ve muhalefete ağır baskılar uygulandı. Birçok siyasetçi, darbe karşıtı asker yurtdışına kaçmak zorunda kaldı. Aralık 1967’de Kral Kostantin cuntanın devrilmesi için halka ve silahlı kuvvetlere çağrı yapsa da ne halk ne de silahlı kuvvetler yeterli desteği göstermediğinden dolayı ülkesini terk ederek Roma’ya kaçmak zorunda kaldı.

Özgürlüklerin kısıtlandığı, gazetecilerin, siyasetçilerin hapishanelerde tutulduğu, işkence gördüğü veya sürgüne gönderildiği bu dikta yönetime karşı ilk direniş, darbe karşıtı subayların da desteklediği 14 Kasım 1973 tarihinde Atina Ulusal Teknik Üniversitesi (Politeknik Üniversitesi olarak da bilinir) öğrencilerinin askeri rejimi protesto etmesiyle başladı. Kısa sürede büyüyen direnişe birçok işçi ve Yunan halkı da katıldı.

Öğrenciler kurdukları radyo kanalı aracılığıyla halkı, faşist cuntaya karşı direnişe çağırdılar. Olaylar kanlı bir şekilde bastırıldı. Öğrenci ve halktan yaklaşık 36 kişinin öldüğü bu olay tarihe “Politeknik ayaklanması veya direnişi” olarak geçti.

Olay sonucu cunta içinde çatlaklar başladı. 25 Kasım günü cunta üyelerinden Tuğgeneral Dimitrios Yoannidis, Politeknik olaylarını bahane ederek, cunta başbakanı Yorgios Papadopulos’a karşı darbe yaptı. Kurulan yeni hükümette Fedon Gizikis Cumhurbaşkanı, Adamantios Andruçopulos Başbakanlık görevine getirildi. Yoannidis ise geri planda kaldı. Yoannidis’in arka planda olduğu yeni hükümetin en büyük hedefi Enosisi gerceklestirmekti. Enosis, 1930’lu yıllarda ortaya çıkan ve birleşme, ilhak anlamına gelen, Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlanması için kullanılan milliyetçi bir terimdir. Yunanlıların Megali İdea’nın devamı olarak da kabul edilebilir.

Enosis’i gerçekleştirmek için kurulan gizli örgüt ise EOKA yani (Ethniki Organosis Kyprion Agoniston) Kıbrıslıların Millî Mücadele Örgütü’dür. Yeoryos Grivas önderliğinde kurulan EOKA Nisan 1955 yılında ilk eylemini gerçekleştirdi. 1963 yılından itibaren ise İngilizlerden sonra Kıbrıs Türklerine karşı silahlı eylemlerine başladı. Kanlı Noel olarak tarihe geçen, EOKA tarafından gerçekleştirilen olaylarda toplam 363 Türk’ü 174 Kıbrıslı Rum’u öldü. 1964 yılında Ayvasıl bölgesinde yapılan kazılarda Türklere ait toplu mezarlara rastlandı. Lefkoşa kumsal semtinde 11 kişi öldürüldü. Bunlardan 4’ü Tabip binbaşı Nihal İlhan’ın eşi ve 3 çocuğuydu. Albaylar Cuntası Enosis’i gerçekleştirmek için EOKA’yı hem finansal hem de idari olarak desteklemekteydi.

Kıbrıs’ta Darbe Oldu Makarios’un Akıbeti Meçhul

15 Temmuz 1974 tarihinde Yunan Cuntası tarafından planlanan ve Kıbrıs Rum Milli Muhafız Birliği tarafından dönemin Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı III. Makarios’a karşı darbe düzenledi. Darbeciler Kıbrıs’ta Yunan Cumhuriyeti kurulduğunu ilan etti.  Cumhurbaşkanlığına ise Makarios’un yerine, Eoka’nın önde gelen isimlerinden, birçok katliamın planlayıcısı olan Nikos Sampson getirildi. Ancak Sampson ve darbecilerin Kıbrıs planı Türkiye’nin 20 Temmuz günü adaya yaptığı askeri çıkartma sonucu bozuldu.

15 Temmuz 1983 – Orly Saldırısı

Sözde Ermeni soykırımı dünya kamuoyuna duyurmak için birçok diplomatımızı şehit eden, Türklere karşı her türlü eyleme imza atan Ermeni terör örgütü ASALA (Armenian Secret Army for the Liberation of Armenia) yani Ermenistan’ın Kurtuluşu İçin Ermeni Gizli Ordusu 1970-1980 yıllarında 21 farklı ülkede gerçekleştirdiği saldırılarda 58’i Türk (31’i diplomat ve aileleri) 77 kişi hayatını kaybetti.

Asala Türk diplomatlara karşı ilk saldırısını, 27 Ocak 1973 tarihinde Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ve Bahadır Demir’i şehit ederek başlattı. Genellikle eylemlerini yurtdışında gerçekleştiren Asala Türkiye sınırları içindeki ilk saldırısını, 7 Ağustos 1982 yılında Ankara Esenboğa Havalimanın da gerçekleştirdiği bombalı saldırı olmuştur. Saldırıda 9 kişi hayatını kaybetti 72 kişi yaralandı.

Asala büyük eylemlerinden birini de Fransa’da gerçekleştirdi (Genel olarak Asala eylemlerini Fransa’da gerçekleştirmiştir. Asala’nın Avrupa’da rahat bir şekilde eylem yapması Fransa dahil bazı devletlerin göz yumması ile olmuştur).

Kudurdular

Asala 15 Temmuz 1983 tarihinde Paris Orly Havalimanındaki Türk Hava Yollarına ait olan ve sivillerin bulunduğu bürosuna karşı bombalı eylem gerçekleştirdi. Patlama sonucu ikisi Türk, dördü Fransız, biri Amerikalı ve biri İsveçli toplam 8 kişi hayatını kaybetti. 28’i Türk 55 kişi’de yaralandı. Orly saldırısı Asalanın sonunu getiren olay oldu. Örgüt içinde başlayan hesaplaşmalar ve anlaşmazlıklar, Türk istihbaratının gerçekleştirdiği gizli operasyon örgütün sonunu hazırladı. O ana kadar eylemlere göz yuman Avrupalı devletlerin, kendi vatandaşları hayatlarını kaybedince olaya büyük tepki göstermiş ve Asala’ya doğrudan veya dolaylı olarak yardımlarını kesmesi de örgütün sonunu getirmiştir.

15 Temmuz 2016 – FETÖ’cülerin Darbe Girişimi

Kendilerini Yurtta Sulh Konseyi olarak tanımlayan asker içindeki bir grup asker 15 Temmuz gece saat 22.00 sularında harekete geçti. Genelkurmay Başkanlığı ve TRT Genel Müdürlüğü darbeci askerler tarafından ele geçirildi. Yine aynı saatlerde İstanbul’da darbecilerin emrindeki Kuleli Askerî Lisesinden bir grup asker Boğaziçi köprüsünü tek taraflı olarak trafiğe kapattı. İstanbul’dan çıkış yasaklandı.

Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler başta olmak üzere birçok üst rütbeli komutan darbeciler tarafından rehin alındı. Darbecilerin kontrolünde havalanan F-16’lar alçak uçuşlar yapmaya başladı. Saat 23.00 sularında Başbakan Binali Yıldırım yaptığı açıklamada “Ordu içinde bir grubun darbe girişiminde bulunduğunu” ifade etti. Ankara ve İstanbul’da darbe girişimine karşı halk sokaklara dökülmeye başladı. Ankara birçok patlama sesi duyuldu. Sokağa çıkan halkın üzerine helikopterlerden ateş açıldı. Ankara’da bulunan Gölbaşı Özel Harekât Daire Başkanlığı F-16 uçaklarla bombalandı. Saldırıda 42 polis şehit oldu.

TRT binasını basan darbeciler haber spikeri Tijan Karaş’a darbe bildirisini okuttu. Darbeciler bildiride ordunun yönetime el koyduğunu, sokağa çıkma yasağı ve sıkıyönetim ilan edildiğini duyurdu. TBMM başkanı İsmail Kahraman ve bazı milletvekillerin bulunduğu sırada meclis F-16’lar tarafından dört kez bombalandı. Muğla Marmaris’te bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast düzenlemek için özel bir ekip çıkartıldı. Ancak başarılı olunamadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan bulunduğu yerden CNN Türk’e FaceTime üzerinden bağlanarak, halkı darbecilere karşı meydanlara, havalimanlarına çıkmaya davet etti. Diyanet’in talimatıyla 81 ilde camilerde sela okunarak halk sokağa davet edildi.

Darbenin Seyrini Değiştiren Kahraman

15 Temmuz darbe girişiminin seyrini değiştiren kişi ise hiç kuşkusuz Astsubay Ömer Halisdemir’dir. Darbecilerin hedefindeki önemli yerden biride Özel Kuvvetler Komutanlığıydı. Komutanlığı basmayan gelen ekibinde başında ise Tuğgeneral Semih Terzi vardı. Astsubay Ömer Halisdemir, Özel Kuvvetler Komutanlığının basılacağını öğrenen Korgeneral Zekai Aksal’dan aldığı “darbecileri vur” emrini getirmek için, ucunda şehadetin olduğunu bile bile darbecilerin karşısına çıktı. Darbeci Semih Terzi’yi alnın ortasından vurarak öldüren Ömer Halisdemir vücuduna aldığı otuz kurşunla hayatını kaybetti.

Darbeciler yayınları kesmek için TÜRKSAT’ı helikopterlerle vurdu. İki TÜRKSAT görevlisi açılan ateş sonucu şehit oldu. Boğaz köprüsündeki halkın üzerine ateş açıldı. Genelkurmay çevresinde bulunan halka helikopterlerden açılan ateş sonucu 38 kişi şehit oldu.

Saat 03.00’te TRT binasını ele geçiren darbeci askerler gözaltına alındı. Saat 04.00 sularında Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul’a geldi. Saat 06.00’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin çevresine iki bomba atıldı. 15 vatandaş şehit oldu. Boğaz köprüsünü kapatan askerler teslim olmaya başladı. Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı Özel Hareket Polisleri tarafından ele geçirildi. Darbeciler polislere teslim oldu.

16 Temmuz saat 12 sularında kameraların karşısına geçen Başbakan Binali Yıldırım ve bakanlar darbenin bastırıldığını duyurdu.

15 Temmuz, FETÖ’cü askerlerin darbe girişimi sonucu 251 vatandaşımız şehit olurken, 2 bin 194 vatandaşımız yaralandı.

Darbeye Geçit Yok
Halkın Gücünün Üstünde Güç Yoktur

Fetullah Gülen Ve Ermeni Soykırımı İddiası Yazımız İçin Tıklayın

Görsel 1: https://tr.wikipedia.org/wiki/Ha%C3%A7l%C4%B1_Seferleri

Görsel 2: https://tr.wikipedia.org/wiki/Kud%C3%BCs_Ku%C5%9Fatmas%C4%B1_(1099)

(Toplam 283 kez ziyaret edildi, 1 ziyaret bugün)
İnternet sitesi https://politikkalem.com
Yazı oluşturuldu 35

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.